Mevzuatım
logo
Giriş Yapınız

MEVZUATİM

İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ 2003-14

İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (2003-14)

Dış Ticaret Müsteşarlığından: 29.07.2003 tarih ve 25183 sayılı R.G.

116Tasarruflu Yazılar 1 2 3 4

Önlemin Bitiş Tarihi 29.07.2008 Tebliğ 2007/18

2008/22 Tebliğ ile soruşturma sonuçlanana kadar önlem devam edecektir.

Sonuç-Karar Madde 23

2009/12 Tebliği ile Kesin Önlem yeniden konulduğundan YÜRÜRLÜĞÜ KALMAMIŞTIR

BİRİNCİ KISIM

Genel Bilgi ve İşlemler

Soruşturma

Madde 1- SASA Dupont Sabancı Polyester Sanayi A.Ş. (SASA) tarafından yapılan başvuru üzerine, Hindistan, Çin Tayvanı (Tayvan) ve Tayland menşeli "poliesterlerden sentetik devamsız lifler (polyester elyaf)" için 26/04/2002 tarih ve 24737 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2002/3 sayılı Tebliğ ile başlatılan damping soruşturması Dış Ticaret Müsteşarlığı İthalat Genel Müdürlüğü tarafından yürütülerek tamamlanmıştır.

Halen, 03/02/2003 tarih ve 25013 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2003/3 sayılı Tebliğ ile alınmış geçici önlem yürürlükte bulunmaktadır.

Kapsam

Madde 2- Bu Tebliğ, 4412 sayılı Kanunla Değişik 3577 Sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun (Kanun), 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ve İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) hükümleri çerçevesinde yürütülen damping soruşturması sonucunda alınan kesin karara esas teşkil eden bilgi ve bulguları içermektedir.

Bilgilerin toplanması ve değerlendirilmesi

Madde 3- Soruşturma açılmasını müteakip, söz konusu ürünün bilinen yerli üreticilerine, Müsteşarlıkça tespit edilen ithalatçılarına, Hindistan, Tayvan ve Tayland'da yerleşik bilinen ihracatçılarına ve anılan ülkelerde yerleşik diğer ihracatçılara erişilebilmesini teminen soruşturmaya taraf olan üç ülkenin Ankara'daki Büyükelçiliklerine veya temsilciliklerine soru formları gönderilmiştir.

Taraflara soru formunu yanıtlamaları için posta süresi dahil 37 gün süre tanınmış olup, tarafların süre uzatımı yönündeki makul talepleri karşılanmıştır.

Yerli üretici, soru formuna usulüne uygun şekilde yanıt vermiştir. Ayrıca, soruşturma süresi boyunca Müsteşarlık ile işbirliği içinde olmuş ve gerektiğinde talep edilen ilave bilgi ve belgeleri temin etmiştir.

Soruşturma konusu maddenin ithalatını yaptığı tespit edilen ve kendilerine soru formu gönderilen firmalardan 20 tanesi ithalatçı soru formuna cevap vermiştir.

Üretici-ihracatçı soru formuna cevap veren ve soruşturma süresince işbirliği halinde bulunan üretici-ihracatçı (doğrudan veya aracı kanalıyla ihracat yapan üretici) firmalar, ülkeler temelinde aşağıda belirtilmektedir.

a) Hindistan: Futura Polyesters Ltd. (soruşturma başlatıldığında "Indian Organic Chemicals Ltd." adıyla bilinen firma.), Reliance ındustries Ltd.

b) Tayvan: Chung Shing Textile Co.Ltd., Far Eastern Textile Ltd., Nan Ya Plastics Corporation, Shinkong Synthetics Fibers Corporation.

c) Tayland: Tuntex (Thailand) Public Co.Ltd., Indo Poly (Thailand) Ltd.

Yerinde doğrulama soruşturmaları

Madde 4- Yönetmelik'in 21 inci maddesi çerçevesinde Adana'da yerleşik şikayetçi firma ve yukarıda belirtilmiş olan işbirliğinde bulunan tüm üretici-ihracatçı firmalar nezdinde yerinde doğrulama soruşturmaları gerçekleştirilmiştir.

İlgili tarafların bilgilendirilmesi ve dinlenmesi

Madde 5- Soruşturma açılmasını müteakip, soruşturma konusu ülkelerin Büyükelçiliklerine veya temsilciliklerine ve bilinen üretici-ihracatçı firmalara şikayetin gizli olmayan metni ve soruşturma açılış Tebliği gönderilmiştir.

Ayrıca, ilgili taraflardan alınan bilgi ve belgelerin gizli olmayan özetleri talep eden bütün ilgili tarafların bilgisine sunulmuştur.

Yönetmeliğin 24 üncü maddesi çerçevesinde, ilgili tarafların görüşlerini karşılıklı olarak dile getirebilmesini teminen, yerli üretici, talepte bulunan soruşturma konusu üretici ihracatçılar ve ithalatçıların katılımıyla 19/09/2002 tarihinde bir kamu dinleme toplantısı düzenlenmiştir.

Yönetmeliğin 25 inci maddesi çerçevesinde, nihai karara esas teşkil eden nitelikteki bilgi ve bulguları içeren Nihai Bildirim, yerli üreticiye, soru formuna cevap veren ithalatçılara, bilinen üretici-ihracatçılara, soruşturmaya konu ülkelerin Ankara'daki Büyükelçilik ve temsilciliklerine iletilmiştir.

Nihai Bildirimin ilgili taraflara gönderilmesini müteakip talep üzerine, Reliance, Tuntex ve Indopoly firmaları için görüş ve itirazlarını sözlü olarak iletmelerini teminen 23- 24/06/2003 tarihlerinde dinleme toplantıları yapılmıştır.

Tarafların soruşturma boyunca ortaya koyduğu yazılı ve sözlü görüşler incelenmiş olup konuyla ilgili olanlara Tebliğ'in ilgili bölümlerinde cevap verilmiştir.

Soruşturma dönemi

Madde 6- Damping belirlemesi için 01/04/2001-31/03/2002 tarihleri arası soruşturma dönemi (SD) olarak kabul edilmiştir. Zarar belirlemesinde ise veri toplama ve analiz için 01/01/1999-31/03/2002 arasındaki dönem esas alınmıştır.

Reliance firması zarar inceleme döneminin, dünyada ekonomik kriz yaşanan 1999 yılı yerine 2000 yılından başlamasını talep etmiştir. Ülkemiz uygu lamalarında, zarar inceleme dönemi normal olarak damping soruşturma dönemini de kapsayan son 3 yıl olarak belirlenmektedir. İncelenen dönemde, dünyada ya da ülkemizde iç pazardaki normal gidişatı bozacak şekilde gelişmeler tespit edildiği hallerde bu durum çalışmanın bütünlüğü içinde dikkate alınmaktadır. Örnek olarak ithalatın hacimsel gelişimi tek başına bir belirleyici olarak değerlendirilmemekte, aynı zamanda ekonomik gelişmelerle doğrudan bağlantılı olan pazardaki gelişmeler de dikkate alınarak söz konusu gelişim nispi olarak da incelenmektedir.Bu çerçevede, zarar inceleme döneminin değiştirilmesi yönündeki talep uygun görülmemiştir.

Soruşturma konusu ürün ve benzer ürün

Madde 7- 5503.20.00.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyonu (GTİP) altında sınıflandırılan soruşturma konusu polyester elyaf, çekim ve ısıl sabitleme işlemlerinden geçmiş polyester filamentlerin ya da devamlı lifler demetinin kullanım yeri ve amacına göre alıcı tarafından talep edilen boyda kesilmesi ile elde edilmektedir. Soruşturma konusu ürün, tekstil ve dokusuz yüzeyler imalatında kullanılmaktadır.

Denye, kesim uzunluğu, parlaklık, erime ısısı, kalite, renk ve benzeri faktörlere bağlı olarak ürün çeşidi çok fazla olmakla beraber bu çeşitliliği üretim sürecinde yapılan birtakım küçük ayarlamalarla gerçekleştirmek mümkündür.

Polyester elyaf petrokimya türevi olan MEG (monoetilen glikol) ile DMT (dimetil tereftalat) veya PTA'nın (purified tereftalik asit) kimyasal reaksiyonu sonucunda ortaya çıkmaktadır. Yapılan incelemelerde, üretim sürecinde hammadde olarak DMT ya da PTA kullanılmasının nihai ürünün fiziksel özelliklerinde veya kullanımında bir farklılık meydana getirmediği tespit edilmiştir.

Talep edilen elyaf miktar, çeşit ve fiziksel özelliklerine göre parti tipi işlem (batch process) veya sürekli işlem (continuous process) metotlarıyla üretilmektedir. Yerli üreticinin bu iki üretim şeklini de kullanabilecek kapasite ve tesislere sahip olduğu yerinde doğrulama soruşturması sırasında görülmüştür.

Türkiye'de elyafın tekstil imalatı için iplik eğirme (spun) ve ev tekstili için dolgu malzemesi (non-woven) olmak üzere iki temel kullanım alanı bulunmaktadır. Yorgan ve yastık için dolgu malzemesi olarak kullanılan elyaflar içi boş (hollow), silikonlu, çekimli (conjugate) ve düşük ergime (low melt) özelliklerini haiz olabilmektedir. Anılan bütün elyaf tipleri, kullanım alanlarına göre ayrılmaksızın, aynı GTİP kapsamında yer almaktadır.

Yerli üreticinin iki temel kullanım alanına yönelik -iplik eğirmelik ve dolguluk halen muhtelif tip ve çeşitlerde polyester elyaf ürettiği veya talep üzerine üretebildiği tespit edilmiştir.

Yönetmelik'in 4 üncü maddesi çerçevesinde soruşturma konusu ülkelerden

ithal edilen ürün ile yerli üretici tarafından üretilen ürünün benzer ürün

olup olmadığı incelenmiştir. Anılan madde uyarınca benzer ürün, dampinge konu

mal ile aynı özellikleri taşıyan bir mal, böyle bir malın bulunmaması halinde

ise benzer özellikleri taşıyan başka bir mal şeklinde tanımlanmaktadır.

Burada, benzer ürün kavramının "polyester elyaf" için irdelendiğini, ürünün

yapısını etkileyen her bir unsura bağlı olarak ortaya çıkan çok sayıda

tip veya çeşit için ayrı ayrı benzer ürün kavramının irdelenmesi gerekmediğini

vurgulamakta yarar görülmektedir.

Bu bağlamda, yerli ve ithal ürünlerin "benzer ürün" olup olmadığı hususu

tespit edilirken, öncelikle aynı özelliklerin olup olmadığı, daha sonra da

kullanım alanları ve özellikleri itibariyle benzer olup olmadığı hususu

incelenmiştir. Bu incelemede ürünlerin fiziksel özellikleri ve kullanım

alanları, birbirinin yerine geçebilme özellikleri, dağıtım kanalları, üretici

ve tüketicinin ürünü algılamaları ve üretim süreci hususlarına bakılmıştır.

Bu kapsamda yapılan incelemelerde, yerli üretici tarafından üretilen

ürünler ile soruşturmaya konu ülkeler menşeli ürünler arasında fiziksel

özellikler, ürün çeşitliliği ve kullanım alanları arasında "benzer ürün"

tanımı açısından ayrım yaratan herhangi bir farklılık gözlemlenmemiştir.

Ürünün kullanıcısı durumundaki sanayiciler ihtiyaç duydukları polyester

elyafı ya doğrudan üreticilerden ya da polyester elyaf ticareti yapan aracı

firmalardan temin etmektedir. Dağıtım kanalları yerli ve ithal ürünler için

farklılık arz etmemektedir.

Sonuç olarak yapılan incelemeler neticesinde, yerli üretim dalı tarafından

üretilen polyester elyaf ile soruşturma konusu ülkelerden ithal edilenlerin,

teknik ve fiziki özellikleri, çeşitleri, dağıtım kanalları ve kullanım

alanları itibariyle benzer özelliklere sahip olduğu ve soruşturmaya konu

ülkelerden ithal edilen ürünlerin gerek birbirleriyle gerekse yerli üretim

dalının ürünüyle doğrudan rekabet içinde olduğu, bu nedenle de benzer ürün

olarak kabul edilebileceği anlaşılmıştır.

Bazı ilgili taraflar, "içi boş silikonlu çekimli" elyafın yerli üretici

tarafından üretilmediğini, dolayısıyla bu tipin soruşturma kapsamı dışında

tutulması gerekitğini iddia etmiştir. Ancak yapılan incelemelerde söz konusu

elyafın, içi boş silikonlu elyafın kullanılmasının mümkün olduğu alanlarda

dahi, fiyatının ucuzluğu sebebiyle tercih edildiği, dolayısıyla ürüne olan

mevcut talebin fiziki özelliklerinden çok fiyat esasında belirlendiği,

yerli üreticinin de ihtiyacın az olması ve mevcut tiplerin bu tip elyafın

yerine geçebilmesi sebepleriyle bu elyaf tipini üretmeyi tercih etmediği

tespit edilmiştir. Bu bağlamda, içi boş silikonlu elyaf ile içi boş silikonlu

çekimli elyaf tüketimlerinin örtüştüğü anlaşılmıştır. Bu tespitler ışığında,

yerli üretici tarafından üretilen içi boş silikonlu elyafın bu tip elyafın

yerine geçebildiği ve dolayısıyla soruşturma dışı bırakılmaması gerektiğine

karar verilmiştir.

Reliance firması, 1.2 denye siyah elyafın soruşturma döneminde yerli

üretici tarafından üretilmediğini ileri sürerek soruşturma kapsamı dışında

tutulmasını istemiştir. Bu talep, yerli üreticinin mevcut ürün yelpazesi

incelendiğinde mesnetsiz görülmüştür. Kaldı ki, benzer ürün tanımının

karşılanması için yerli üreticinin o anda dünyada mevcut olan bütün

elyaf tip veya çeşitlerini soruşturma dönemi içinde üretmiş olması gibi bir

gereklilik bulunmamaktadır.

İKİNCİ KISIM

Dampinge İlişkin Belirlemeler

Genel

Madde 8- Hindistan, Tayvan ve Tayland için yapılan damping

belirlemelerinde, işbirliğinde bulunan üretici-ihracatçı firmaların soru

formuna verdikleri cevaplarda ve sonraki aşamalarda beyan ettikleri iç piyasa

satış fiyatları, maliyetleri ve ihraç fiyatları esas alınmıştır. Soruşturma

konusu ülkelerdeki işbirliğinde bulunmayan firmalar için yapılan

damping marjı belirlemelerinde ise, o ülkede işbirliğinde bulunan ve damping

marjı en

yüksek olarak hesaplanan firmanın Türkiye'ye ihracatında en yüksek damping

marjını haiz olan tipi esas alınmıştır.

BİRİNCİ BÖLÜM

Normal Değer

Temsil testi

Madde 9- Yönetmelik'in 5 inci maddesi hükmü gereğince, menşe ülkenin iç

piyasasında yapılan benzer mal satışlarının miktar bazında Türkiye'ye

satışların %5'ini veya daha fazlasını oluşturduğu hallerde, iç satışlar normal

değerin tespit edilmesi için yeterli miktarda sayılmıştır. Bu testin olumlu

sonuçlanması halinde normal değer, ihracatçı ülke iç piyasasında normal ticari

işlemler çerçevesinde gerçekleşen satışlar esas alınarak belirlenmiştir.

Normal ticari işlem testi

Madde 10- Yönetmelik'in 5 inci maddesi hükümleri gereğince, soruşturmaya

konu firmalardan sağlanan bilgiler elverdiği ölçüde, menşe ülkenin iç

piyasasındaki satışlarının normal değer tespitinde kullanılıp

kullanılmayacağının belirlenmesi için ürün tipleri bazında normal ticari işlem

testi uygulanmıştır. Buna göre;

a) Benzer ürünün ağırlıklı ortalama net satış fiyatının (indirimler,

vergiler ve iadeler düşülerek hesaplanmış) ağırlıklı ortalama birim

maliyetinin üzerinde olduğu durumlarda normal değer;

1) birim maliyetin üzerindeki satışların maddenin toplam satışlarının

%80'ini veya daha fazlasını oluşturması halinde, soruşturma dönemi boyunca

gerçekleşen tüm iç piyasa satış işlemlerinin (karlı ya da karsız) ağırlıklı

ortalaması esasında,

2) birim maliyetin üzerindeki satışların maddenin toplam satışlarının

%80'inden daha azını oluşturması halinde ise soruşturma dönemi boyunca

gerçekleşen yalnızca karlı iç piyasa satış işlemlerinin ağırlıklı ortalaması

esasında belirlenmiştir.

b) Benzer ürünün ağırlıklı ortalama net satış fiyatının, ağırlıklı

ortalama birim maliyetinin altında olması halinde normal değer, oluşturulmuş

değer esasında belirlenmiştir. İç piyasa satışlarına dayanan normal değer

Madde 11- Yönetmelik'in 5 inci maddesi hükmü gereğince, iç piyasa

satışlarının esas alındığı hallerde normal değer, menşe ülkenin iç pazarında

benzer ürün için normal ticari işlemler çerçevesinde bağımsız alıcılar

tarafından ödenmiş olan veya ödenmesi gereken fiyatlar esasında

hesaplanmıştır.

Oluşturulmuş değer ve kar oranı

Madde 12- Oluşturulmuş normal değer, firmalardan temin edilen maddenin

imalat maliyeti ile satış, genel ve idari (SGİ) gider rakamlarına makul oranda

bir karın eklenmesi suretiyle hesaplanmıştır.

Oluşturulmuş normal değer hesaplamalarında esas alınan kar oranı,

Yönetmelik'in 6 ncı maddesi hükmü çerçevesinde, firmaların normal ticari

işlemler çerçevesinde

gerçekleşen benzer ürün satışlarından doğan karlarının ağırlıklı ortalaması

alınarak belirlenmiştir.

İKİNCİ BÖLÜM

İhraç Fiyatı

İhraç fiyatının belirlenmesi

Madde 13- İhraç fiyatı, ihracatçı firmaların Türkiye'ye satışlarında

fiilen ödenen fiyat esasında belirlenmiştir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Damping Marjları

Fiyat karşılaştırması

Madde 14- Adil bir karşılaştırmanın yapılabilmesini teminen, normal değer

ile ihraç fiyatı mümkün olduğu ölçüde fabrika çıkış aşamasına getirilerek aynı

aşamada karşılaştırılmıştır.

Karşılaştırmalar fiyat ve/veya maliyet açısından farklılık arz eden aynı

tipler esas alınarak yapılmıştır. Bazı üretici-ihracatçı firmaların talebi

üzerine yapılan incelemeler sonucunda, kesim uzunluğunun maliyet üzerinde

herhangi bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Dolayısıyla, kesim uzunluğu ürün

çeşitlemesinde bir ölçüt olarak kabul edilmemiş, diğer özellikleri aynı olup

sadece kesim uzunluğundan dolayı farklı ürün kodlarıyla gösterilen ürünler tek

bir kod altında birleştirilerek karşılaştırma ve hesaplamalarda aynı ürün kodu

altında değerlendirilmiştir.

Nan Ya firması kesim uzunluğunun ürünün maliyeti ve satış fiyatı üzerinde

etkili olduğunu iddia ederek, bahsekonu uygulamanın hatalı olduğunu öne

sürmüştür. Ancak, gerek yerinde doğrulama soruşturması sırasında gerek

sonrasında yapılan incelemelerde kesim uzunluğunun maliyet ve satış fiyatı

üzerinde bir etkisi tespit edilememiş olmasının yanısıra, ilgili firmanın

satışları incelenmiş, firmanın aynı tarihte aynı firmaya yaptığı satışlarda

sadece kesim uzunluğundan dolayı farklı kodda gösterilen ürünleri satarken

iddia edildiğinin aksine herhangi bir fiyat farklılaştırması yapmadığı

görülmüştür.

Tuntex firması diğer özellikleri aynı olup sadece dalga genişliği (crimps)

farklılığından dolayı ortaya çıkan 22 tipteki değişik üründen yalnız 3 tip

ürünün aynı kod altında birleştirilmesini talep etmiştir. Öncelikle firma bu

hususa ilişkin olarak daha önce herhangi bir benzer talepte bulunmamıştır. Öte

yandan, firmanın talepte bulunduğu 3 tip için yapılan incelemede dalga

genişliği faktörünün satış fiyatlarını doğrudan ya da dolaylı olarak

etkilemediğine dair bir delil de bulunamamıştır. Sonuç olarak, soruşturmanın

bitiş aşamasına çok yakın bir aşamada tekrar inceleme yapma imkanı bulunmayan

böyle bir talepte bulunulması ve karşılaştırmalarda azami adaletin tesisi için

karşılaştırmaların mümkün ve mantıklı olan en ayrıntılı seviyelerde yapılması

düşüncesiyle firmanın bu talebi uygun görülmemiştir.

Shinkong firması damping marjı hesaplamaları için yapılan

karşılaştırmalarda paketleme masrafından kaynaklanan bir adaletsizlik olduğunu

ileri sürmüştür. Ancak yapılan incelemede, normal ticari işlem çerçevesinde

gerçekleşen satışların belirlenmesi amacıyla yapılan iç piyasa satış

fiyatlarıyla maliyetlerin karşılaştırılması aşamasında kullanılan satış

fiyatının indirim, iade ve vergiler düşülerek hesaplanan net satış fiyatı

olduğu, dolayısıyla

hem satış fiyatının hem de maliyetlerin paketleme masrafını içerdiği ve

herhangi bir dengesizliğin meydana gelmediği tespit edildiğinden, talep uygun

görülmemiştir.

Yönetmelik'in 10 uncu maddesi hükmü gereğince, ilgili taraflarca fiyat

karşılaştırmasını etkilediği ileri sürülen hususlar değerlendirilmiş ve

taşıma, sigorta, yükleme ve bindirme masrafları, paketleme giderleri, ödeme

koşulları, ticari aşama farklılığı, indirim, geri ödeme, banka masrafları,

vergi iadesi gibi belgelendirilen, uygulanabilir ve haklı görülen ayarlamalar

yapılmıştır.

Damping marjları

Madde 15- Yönetmelik'in 11 inci maddesi hükmü çerçevesinde damping

marjları, normal değer ile ihraç fiyatlarının ağırlıklı ortalamalarının

karşılaştırılması suretiyle hesaplanmıştır. Ancak, ihraç fiyatının değişik

alıcılar veya zaman süreleri bakımından önemli ölçüde farklılık gösterdiği

hallerde, ağırlıklı ortalama normal değer ile ağırlıklı ortalama ihraç

fiyatının karşılaştırılması yöntemi zamana, müşteriye ve ürün alt tipine göre

fiyat farklılaştırmasından kaynaklanan dampingi belirlemede yetersiz

kaldığından, dampingin büyüklüğünün tam olarak ortaya konulabilmesi ve varsa

gizli dampingin etkisiz kılınması için polyester elyaf için hesaplanmış olan

ağırlıklı ortalama normal değer, işlem bazında ihraç fiyatı ile

karşılaştırılmıştır.

İşbirliğine gelmeyen firmalar için ise Yönetmelik'in 26 ncı maddesi hükmü

uyarınca, işbirliğinde bulunmamayı ödüllendirmemek ve işbirliğinden kaçınmayı

önlemek amacıyla, işbirliğine gelen firmalar arasından en yüksek damping

marjına sahip firmanın yine en yüksek oranda damping yaptığı tip esas

alınmıştır.

Damping marjının belirlenmesinde kullanılan yöntem ile yapılan

hesaplamalar, nihai bildirim aşamasında firma özel bildirimlerinde ve ekindeki

bilgisayar dosyasında ayrıntılı şekilde gösterilmiştir.

Bazı ilgili taraflarca, ağırlıklı ortalama normal değerin işlem bazında

ihraç fiyatı ile karşılaştırılması uygulamasına ilişkin açıklama talep

etmişlerdir. Konuya ilişkin olarak yukarıda verilen izahın yeterli olduğu

düşünülmektedir.

a) Hindistan: İşbirliğine gelen firmalar için CIF ihraç fiyatının yüzdesi

olarak hesaplanan damping marjları aşağıda belirtilmektedir:

Futura Polyester Ltd. için %22,23

Reliance Industries Ltd. için %16,54

İşbirliğine gelmeyen firmalar için %23,9

b) Tayvan: İşbirliğine gelen firmalar için CIF ihraç fiyatının yüzdesi

olarak hesaplanan damping marjları aşağıda belirtilmektedir:

Chung Shing Textile Co Ltd. için %11.66

Far Eastern Textile Ltd. için %7,16

Nan Ya Plastics Corporation için %13,26

Shinkong Synthetics Fibres Corporation için %6,47

İşbirliğine gelmeyen firmalar için %20,1

c) Tayland: İşbirliğine gelen firmalar için CIF ihraç fiyatının yüzdesi

olarak hesaplanan damping marjları aşağıda belirtilmektedir.

Soruşturmanın açılmasını müteakip ilgili üretici-ihracatçılara gönderilen

soru formu vasıtası ile Indo Poly firmasına, müşterileri ya da aracı firmalar

ile arasındaki indirim ve iade ilişkileri konusunda sorular sorulmuş, ancak

firma bu sorulara verdiği yanıtlarda hiçbir firmayla arasında herhangi bir

iade anlaşması bulunmadığını beyan etmiştir.

Adıgeçen firma nezdinde yerinde doğrulama soruşturması yapılması

öncesinde, firmanın soruşturmaya konu ürünü Türkiye'ye ihraç ederken çalıştığı

başka bir ülkede yerleşik bir aracı firmanın (bundan sonra "aracı firma"

olarak belirtilecektir) elde edilebilen Türkiye'ye satış faturaları

incelenmiştir. Bu faturalardan bazıları ile ilgili oldukları Indo Poly

firmasının aracı firmaya yaptığı satışlara ilişkin faturalar arasında fiyat

tutarsızlıkları tespit edilmiştir. Bu durumun yerinde doğrulama sırasında

gündeme getirilmesine karar verilmiş ve Indo Poly firmasından mümkün olduğu

takdirde aracı firma ile temasa geçmesi ve tüm işlemlere ilişkin faturaları

temin etmesi talep edilmiştir.

Indo Poly firması nezdinde yapılan yerinde doğrulama soruşturması

sırasında konu yeniden gündeme getirilmiş ve yukarıda bahse konu fiyat

tutarsızlıkları hakkında anılan firma yetkililerinden bilgi talep edilmiştir.

Firma yetkilileri, aracı firma ile temasa geçildiğini, ancak, anılan firmanın

kendileri ile işbirliği yapmak istemediklerini belirtmiş, konu ile ilgili

herhangi bir bilgileri olmadığını, söz konusu tutarsızlıkların aracı firmanın

kendi fiyat politikalarından kaynaklanabileceğini ifade etmişlerdir.

Ancak, yerinde doğrulama soruşturması sonrasında, Müsteşarlıkça anılan

aracı firma ile doğrudan temasa geçilerek işbirliği talep edilmiş ve

kendilerine işbirliğine gelinmemesi halinde firmalarının menfi yönde

etkilenebileceği hususunda bilgi verilmiştir. Bunun üzerine, söz konusu aracı

firma, Indo Poly firması ile aralarında bir telafi edici sözleşme olduğunu

gösteren bir mektup ile iade sonrası net alış değerini gösteren belgeleri

Müsteşarlığa iletmiştir.

Konu, bir yazı ile Indo Poly firmasına iletilerek, durum hakkında açıklama

talep edilmiş, ancak firmanın konuyu açıklamak yerine iddialarını tekrar

etmesi üzerine, Indo Poly firmasının belirlemelere esas teşkil edecek bir

bilgiyi saklamış olduğu ve konu hakkında yanlış/yanıltıcı bilgi vermiş

bulunduğu tespit edildiğinden, DTÖ Anti-Damping Anlaşması (Anlaşma) Madde 2.3,

6.8 ve Ek II Paragraf 7 hükümleri ile İthalatta Haksız Rekabetin

Önlenmesi Hakkında Yönetmelik'in 26 ncı maddesi çerçevesinde, adıgeçen firma

işbirliğine gelmemiş addedilerek, firma için yapılacak damping

hesaplamalarının eldeki mevcut verilere göre yapılmasına karar verilmiştir. Bu

husus firmaya iletilen Nihai Bildirim metninde de yer almış ancak firmadan

konuya ilişkin tatmin edici herhangi bir açıklama gelmemiştir.

Indo Poly firması, soruşturma çerçevesinde yapılan hesaplamalarda önem arz

eden bir bilgiyi saklayarak kendine bir avantaj sağlamaya çalışmıştır.

Soruşturmayı yürüten merciin söz konusu bilgiye kendi çabası ile ulaşamaması

durumunda adıgeçen firmanın bu durumdan çıkar sağlayacak olması nedeniyle

firmanın olması gereken durumdan daha az avantajlı bir konumda yer alması

gerektiği düşünülmüştür.

Öte yandan, Indo Poly firması nezdinde yapılan yerinde doğrulama

soruşturması sırasında aracı firmanın müşteri hesaplarının incelenmesi

sonucunda, bildirilmeyen iade

işlemlerine yönelik herhangi bir kayda rastlanmamış olması, firmanın muhasebe

hesaplarının bütünü üzerinde bir güvenilirlik şüphesi yaratmış ve bu nedenle

firmanın ilettiği tüm bilgilerin soruşturma dışı bırakılarak tamamen eldeki

veriler ile hareket edilmesi veya firmanın işbirliğine gelmemiş olduğu

varsayılarak "diğerleri" kapsamında değerlendirilmesi üzerinde de durulmuştur.

Ancak, mevcut veriler uygulamasının sadece ihraç fiyatının tespiti ile sınırlı

kalmasına ve normal değer tespitinde kullanılan veriler ile maliyetlere

ilişkin bilgiler konusunda firmanın beyanının esas alınmasına karar

verilmiştir. Bu itibarla, firma için yapılan hesaplamalarda ihraç fiyatı

olarak, aracı firma üzerinden Türkiye'ye yapılan satışlar içinde en düşük

ihraç fiyatına sahip işlem esas alınmıştır.

Diğer taraftan, Indo Poly firmasının Türkiye'deki ilişkili firması olan

Indorama İplik firmasına yaptığı satışlar da, Anlaşma'nın 2.3 ve yine

yukarıdaki gerekçelerle 6.8 maddeleri hükümleri kapsamında değerlendirilerek

damping marjı hesaplamasında dikkate alınmamıştır.

Nihai Bildirim sonrasında ise, firmanın gerek soruşturmanın çeşitli

aşamalarında gerek yerinde doğrulama soruşturması sırasında sağladığı veriler

çerçevesinde yapmış olduğu talepler değerlendirilmiş ve bunlardan haklı

görülenleri hesaplamalara yansıtılmıştır.

Bu çerçevede, firmanın talebi üzerine, firma tarafından Türkiye'ye yapılan

satışlardan 1.4 denye tipi, aynı kod altında gruplandırılarak hesaplamalara

dahil edilmiş ve yerinde doğrulama soruşturması sırasında açıklanan hammadde

alışlarında elde edilen döviz kuru kazançları maliyetlere yansıtılmıştır.

Ancak, firmanın, hesaplamaların aylık maliyetler kullanılarak aylık bazda

yapılması yönündeki talebi, soruşturmanın başından beri SD verileri

kullanılması ve ağırlıklı ortalama yapılarak tüm fiyat ve maliyet

dalgalanmalarının dikkate alınmış olmasından dolayı böyle bir uygulamaya gerek

görülmemesi nedeniyle kabul edilmemiştir.

Sonuç olarak, firmanın aracı firma ile ilişkisini inkar edip ısrarla

istenmesine karşın buna ilişkin delilleri teminden kaçınarak hayati önemi haiz

bir bilgiyi sakladığı ve soruşturmayı yürüten otoriteyi yanlış yönlendirdiği

tespit edildiğinden, damping marjı hesaplamasında firmanın kendi verileri

kullanılarak hesaplanan ağırlıklı ortalama normal değer ile firmanın bilgi

temin ettiği ihraç işlemleri içinde yer alan en düşük fiyatlı ihracat işlemi

karşılaştırılmıştır. Buna göre:

Tuntex (Thailand) Public Co. Ltd. için %15,84

Indo Poly (Thailand) Ltd. için %22,09

İşbirliğine gelmeyen firmalar için %22,09

ÜÇÜNCÜ KISIM

Zarara İlişkin Belirlemeler

BİRİNCİ BÖLÜM

Dampingli İthalat

İthalatın hacmi ve gelişimi

Madde 16- Yönetmelik'in 17 nci maddesi çerçevesinde, soruşturma konusu

ülkeler menşeli ithalatın hacminde mutlak anlamda ya da Türkiye tüketimine

oranla önemli ölçüde bir artış olup olmadığı incelenmiştir.

a) Maddenin Genel İthalatı

Maddenin genel ithalatı, 1999 yılı ile SD arasında miktar bazında %31

oranında artarken, anılan dönemdeki değer artışı %34 oranında gerçekleşmiştir.

b) Maddenin Soruşturma Konusu Ülkelerden İthalatı

Maddenin soruşturma konusu 3 ülkeden ithalatı, 1999 yılı ile SD arasında

miktar bazında %311 oranında artarken, anılan dönemdeki değer artışı %349

oranında gerçekleşmiştir.

1) Hindistan: Maddenin Hindistan'dan ithalatı, 1999 yılı ile SD arasında

miktar bazında %82 oranında, değer bazında ise %133 oranında artmıştır. Aynı

dönemde Hindistan'ın genel ithalat içindeki payı %17,7'den %24,7'ye çıkmıştır.

2) Tayvan: Maddenin Tayvan'dan ithalatı, 1999 yılı ile SD arasında miktar

bazında %41.802 oranında artarken, değer bazında %35.322 oranında artmıştır.

Aynı dönemde Tayvan'ın genel ithalat içindeki payı %0,07'den %23,88'e

yükselmiştir.

3) Tayland: Maddenin Tayland'dan ithalatı, 1999 yılı ile SD arasında

miktar bazında %441 oranında, değer bazında ise %404 oranında artmıştır. Aynı

dönemde Tayland'ın genel ithalat içindeki payı %7,46'dan %30,72'e çıkmıştır.

Ayrıca, soruşturma konusu ülkelerin her birinden yapılan ithalatın ihmal

edilebilir oranın oldukça üzerinde olduğu görülmüştür.

c) Maddenin Üçüncü Ülkelerden İthalatı

Maddenin üçüncü ülkelerden ithalatı, 1999 yılı ile SD arasında miktar

bazında %63,5 oranında, değer bazında ise %60,9 oranında azalmıştır. Aynı

dönemde üçüncü ülkelerin genel ithalat içindeki payı %74,7'den %20,7'ye

düşmüştür.

d) Dampingli İthalatın Pazar Payındaki Değişim

Maddenin yurtiçi tüketimi, SASA'nın yurtiçi satışları ile genel ithalatın

toplanması suretiyle hesaplanmıştır. Bu çerçevede belirlenen toplam tüketim

endeks olarak 1999 yılında 100 iken SD'de 93,74 olmuştur. Yine 1999 yılı

endeksi 100 alındığında, 1999-SD'de Hindistan'ın pazar payı endeksinin 194'e,

Tayland'ın 577'ye, Tayvan'ın 44.701'e yükseldiği görülmüştür.

Dampingli ithalatın fiyatlarının gelişimi

Madde 17- DİE kayıtları esas alınarak yapılan incelemede, soruşturmaya

konu ülkelerin ağırlıklı ortalama CIF ihraç fiyatları 1999 yılı 100 olarak

alındığında bu rakam SD itibariyle Tayland için 93'e, Tayvan için 85'e

gerilemiş; Hindistan için ise 128'e yükselmiştir.

Dampingli ithalatın yerli üretici fiyatları üzerindeki etkisi

Madde 18- Fiyat kırılması analizinde, ithalatın gümrük çıkış aşamasındaki

fiyatları ile yerli üretim dalının fabrika kapısındaki fiyatları

karşılaştırılmıştır. Söz konusu fiyat kırılması hesaplamalarında firmaların

fiili ihraç fiyatları temel alınmıştır. Ayrıca bu fiyatlara ithalatçılardan

gelen bilgiler göz önüne alınarak KKDF masrafı, gümrük giderleri, gümrük

vergisi ve akreditif masrafları gibi gider kalemleri eklenmiştir. Bu şekilde,

soruşturma konusu ülkeler menşeli ithalatın gümrük vergisi ve masrafları dahil

Türkiye piyasasına giriş

fiyatı yerli üretim dalının satış fiyatları ile mukayese edildiğinde, 1999-SD

arasında dampingli ithalatın fiyatlarının yerli üretim dalının fiyatlarının

altında kaldığı tespit edilmiştir. SD'de ilgili ürünün alt tiplerinde ithal

ürün için CIF bedelinin yüzdesi olarak fiyat kırılması, Hindistan'daki Futura

Polyester Ltd. ve Reliance Industries Ltd. firmaları için sırasıyla %112 ve

%19'a kadar; Tayvan'daki Chung Shing Textile Co Ltd., Far Eastern Textile

Ltd., Nan Ya Plastics Corporation ve Shinkong Synthetics Fibres Corporation

firmaları için sırasıyla %32, %35, %43 ve %34'e kadar; Tayland'daki Tuntex

(Thailand) Public Co.Ltd. ve Indo Poly (Thailand) Ltd. firmaları için

sırasıyla %38 ve %32'ye kadar çıkmaktadır. Firma ve ürün bazında fiyat

kırılması ile ilgili tüm ayrıntılı bilgiler, firma özel bildirimlerinde ayrıca

belirtilmiştir.

İKİNCİ BÖLÜM

Yerli Üretim Dalının Durumu

Yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri

Madde 19- Yerli üretim dalının ekonomik göstergelerinin incelenmesinde

mümkün olduğu ölçüde ilgili ürüne ait veriler esas alınmıştır.

a) Üretim

Yerli üretim dalının ilgili üründe 1999 yılında 100 olan üretim miktar

endeksi SD'de 84'e gerilemiştir.

b) Satışlar

Yerli üretim dalının ilgili üründe 1999 yılında 100 olan yurtiçi satış

miktar endeksi SD'de 80'e gerilemiştir. Aynı dönemde satış hasılatı ise reel

olarak 100'den 80'e düşmüştür.

c) İhracat

Yerli üretim dalının ilgili üründe 1999 yılında 100 olan ihracat miktar

endeksi SD'de 136'ya çıkmıştır. Aynı dönemde satış hasılatı ise reel olarak

100'den 135'e yükselmiştir.

d) Pazar Payı

Yerli üretim dalının ilgili üründe yurtiçi pazar payı endeks olarak 1999

yılında 100 iken SD'de 85'e gerilemiştir.

e) Stoklar

Yerli üretim dalının ilgili üründe 1999 yılı stok düzeyi endeksi 100

olarak alındığında SD'de stok düzeyi 383'e yükselmiştir.

f) Kapasite ve Kapasite Kullanım Oranı (KKO)

Yerli üretim dalının kapasitesinde ilgili ürün için 1999-SD arasında

herhangi bir değişiklik olmamıştır. 1999 yılında 100 olarak alınan KKO endeksi

ise, SD'de 84'e gerilemiştir.

g) İstihdam

Yerli üretim dalının ilgili üründe çalışanların sayısı endeks olarak

1999-SD arasında 100'den 127'ye yükselmiştir.

h) Ücretler

Yerli üretim dalının ilgili ürün üretiminde çalışan işçilerinin aylık

giydirilmiş brüt ücret endeksi 1999-SD arasında 100'den 72'ye düşmüştür.

i) Verimlilik

Yerli üretim dalının ilgili ürün üretiminde çalışan işçi başına verimlilik

endeksi 1999 yılında 100 iken SD'de 67'ye gerilemiştir.

j) Yurtiçi Fiyatlar

Yerli üreticinin ilgili üründe ağırlıklı ortalama yurtiçi birim satış

fiyatı 1999 yılında 100 olarak alındığında, bunun SD'de değişmeyip reel bazda

100 olarak kaldığı görülmüştür.

k) Maliyetler

Yerli üreticinin ilgili üründe ağırlıklı ortalama birim ticari maliyet

endeksi 1999 yılında 100 iken SD'de 111'e çıkmıştır.

l) Karlılık

Yerli üreticinin ilgili üründe ticari maliyetleri dikkate alınarak

hesaplanan toplam karlılık ve birim karlılık endeksleri 1999 yılında her ikisi

için de firma zararda iken (-) 100 olarak alındığında, zarar artarak SD'de

sırası ile (-) 346 ve (-) 394 değerlerine ulaşmıştır.

m) Nakit Akışı

Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri dolayısıyla yarattığı nakit akışı

endeksi 1999 yılında 100 iken bu rakam 2001'de 27'ye gerilemiştir.

n) Özkaynakların Karlılığı ve Yatırım Hasılatı

Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri ile ilgili olarak, 1999 yılı

itibariyle -%0,7 olan özkaynak karlılığı (Kar/Özkaynak) endeksi 2001 takvim

yılı için -%8,5'e gerilemiştir. Yatırım hasılatı (Kar/Aktif Toplamı) endeksine

bakıldığında ise 1999 yılında -%0,2 iken 2001 yılında -%3,4'e kadar gerilediği

görülmüştür.

Diğer taraftan, her ne kadar özkaynak karlılığı ve yatırım hasılatı

göstergeleri şirket geneli için hesaplanmış ve ilgili ürün için hesaplanamamış

olsa da, 2001 yılında ilgili üründe negatife dönen karlılık, adıgeçen

göstergelerin de negatife döndüğüne işaret etmektedir.

o) Büyüme

Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri ile ilgili olarak, aktif büyüklüğü

reel olarak 1999 yılında 100 iken 2001 yılında 41 olmuştur.

p) Sermaye Artışı

Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri ile ilgili olarak, 1999 yılında

100 olan öz sermaye endeksi 2001 yılında reel olarak 99'a gerilemiştir.

r) Yatırımlardaki Artış

Yerli sanayinin ilgili üründe 1999-SD döneminde herhangi bir yenileme

yatırımı gerçekleştirmemiştir.

s) Ekonomik Göstergelerin Değerlendirilmesi

Yerli üretim dalının zarar inceleme döneminde zarar görüp görmediğine

ilişkin zarar incelemesinde, tüm zarar faktörleri ayrı ayrı incelenmiş, ancak

değerlendirme zarar faktörlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesiyle

yapılmıştır.

Bu çerçevede, yerli üretim dalının, 1999-SD arasında ekonomik

göstergelerinin incelenmesi sonucunda; bazı önemli müşterilerini kaybettiği,

satışlarının, pazar payının ve üretiminin gerilediği, kapasite kullanım

oranının düştüğü, stoklarının arttığı, satış fiyatlarında, ticari

maliyetlerindeki artışlara paralel bir yükselme görülmediği, bu olumsuz

gelişmeler sonucunda, toplam ve birim karlılığının düşerek zarara dönüştüğü,

işgücü verimliliğinin düştüğü, firmanın tüm faaliyetlerini kapsayan aktif

büyüklüğü, özkaynak büyüklüğü, yatırım karlılığı ve özkaynak karlılığı gibi

göstergelerinde gerileme yaşandığı tespit edilmiştir. Ayrıca, damping marjının

önemli oranlarda olduğu belirlenmiştir.

Öte yandan, yerli üretim dalının tüm faaliyetlerini kapsayan aktif

büyüklüğü sermaye hasılatı, özkaynak karlılığı, özsermaye artışı gibi

göstergelerinde görülen gerilemenin, firmanın çok geniş bir ürün yelpazesine

sahip olması nedeniyle doğrudan söz konusu dampingli ithalat ile

ilişkilendirilmesi doğru olmamakla birlikte, ilgili ürünün karlılığında

görülen olumsuz gelişmenin de firma genelinde yaşanan gerilemede payı olduğu

açıktır.

Ekonomik göstergelerinde yaşanan söz konusu olumsuz gelişmeler ışığında,

yerli üretim dalının soruşturmaya konu ürün ile ilgili faaliyetlerinde ciddi

sorunlar ile karşı karşıya olduğu anlaşılmaktadır.

DÖRDÜNCÜ KISIM

Dampingli İthalat ile Zarar Arasındaki Nedenselliğe İlişkin

Belirlemeler

Dampingli ithalatın etkisi

Madde 20- Soruşturmaya konu her üç ülkeden yapılan toplam ithalatın miktar

ve değer bazında arttığı ve Hindistan menşeli ithalatın dışındaki ithalatın

birim fiyatlarındaki düşüş nedeniyle değer bazında yaşanan artışın miktar

bazında yaşanan artışın gerisinde kaldığı görülmektedir.

1999-SD arasında, soruşturmaya konu olan ülkelerden Tayvan ve Tayland'dan

yapılan ithalatın birim fiyatları 2000 yılındaki sapma dışında 1999 yılından

itibaren düzenli olarak düşerken, ithalatın hacmi nisbi ve mutlak olarak

artmıştır. SD'de Hindistan'dan yapılan ithalatın birim fiyatlarında 1999

yılına kıyasla bir miktar artış görülmekle beraber bu artışın dampingi ve

yerli üreticinin fiyatları üzerinde Hindistan menşeli ithalat dolayısıyla

ortaya çıkan fiyat kırılmasını ortadan kaldıracak düzeyde olmadığı

gözlemlenmektedir. Bu ülkeden yapılan ithalatın hacmi 1999-SD arasında nisbi

ve mutlak olarak artmıştır.

Diğer taraftan, SD'de soruşturmaya konu olan ülkeler menşeli dampingli

ithalatların yerli üretim dalının fiyatlarını önemli ölçüde bastırdığı

belirlenmiştir.

Yerli üretici ise, dampingli ithalatın mevcudiyeti sebebiyle fiyatlarını

sınai ve ticari maliyetlerine paralel bir şekilde arttıramamış ancak buna

rağmen pazar payı kaybına uğramıştır. Ayrıca, yerli üreticinin fiyatlarının

maliyetlerdeki artışa rağmen sabit kalmış olması da yerli üreticinin

fiyatlarını, dampingli ithalat sebebiyle, olması gereken şekilde

artıramadığını da ortaya koymaktadır.

Bazı firmalar, SASA'nın bilinçli olarak ihracat pazarlarına yönelmeyi

seçtiğini dolayısıyla iç pazardaki satışların bir kısmının buraya

yönlendirildiğini ve ortaya çıkan pazar ve satış kaybının bu doğrultuda

değerlendirilmesi gerektiğini öne sürmüştür. Yapılan incelemede, SASA'nın iç

piyasa satışlarında dampingli ithalattan kaynaklanan haksız

rekabet sonucunda oluşan pazar kaybını ihracata yönelerek dengelemeye

çalıştığı tespit edilmiştir.

Bu tespitler ışığında, 1999-SD döneminde mutlak ve nispi olarak miktar ve

değer bazında artış gösteren dampingli ithalat nedeniyle, yerli üretim dalının

ekonomik göstergelerinde olumsuz gelişmeler olduğu görülmüştür. Dampingli

ithalatın seyri ile yerli üretim dalında görülen olumsuz gelişmelerin eş

zamanlı olarak ortaya çıkması sebebiyle, yerli üretim dalında görülen zararın

dampingli ithalattan kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.

Üçüncü ülkelerden ithalat

Madde 21- Üçüncü ülkelerden yapılan ithalatta, 1999-SD döneminde fiyatlar

%7,2 oranında artmış, buna karşılık söz konusu ithalat miktar bazında yaklaşık

%63,5 oranında azalmıştır. Bu çerçevede, anılan dönemde üçüncü ülkelerin

ithalat içindeki payı %74,7'den %20,7'ye gerilemiştir. Üçüncü ülkeler menşeli

ithalatta görülen bu değişim, dampingli ithalatın anılan ülkelerin piyasadaki

payını da olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir.

Diğer unsurların etkisi

Madde 22- Yönetmelik'in 17 nci maddesi hükümleri uyarınca, soruşturma konusu ülkeler menşeli dampingli ithalattaki gelişim ile söz konusu ithalatın fiyatlarının yerli üretim dalı üzerindeki etkisinin yanı sıra yerli üretim dalında zarara yol açabilecek bilinen ve ilgili taraflarca dile getirilen diğer olası unsurlar da incelenmiştir.

a) Türkiye'de Yaşanan Ekonomik Krizlerin Piyasaya Etkisi

Bazı ilgili tarafların da iddia ettiği üzere, ülkemizde 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz tüketimi olumsuz etkilemiştir.

2001 yılında yaşanan ekonomik kriz ile pazarda bir önceki yıla göre %30'luk bir daralma gerçekleştiği, pazarın SD'de tekrar toparlanmaya başladığı ancak 1999 ve SD karşılaştırıldığında 1999 yılına göre pazarda hala %6,3 oranında bir küçülme olduğu saptanmıştır. Aynı dönemde (1999-SD) yerli üretim dalının satışlarındaki azalma %20,4 oranında gerçekleşirken, soruşturmaya tabi 3 ülkeden yapılan toplam ithalatın hacmi %311 oranında artış göstermiştir.

Sonuç olarak, 2001 yılında yaşanan söz konusu pazar daralmasından SASA'nın olumsuz yönde etkilendiği, yurt dışı satışlarındaki artışa rağmen toplam satış miktarının ve pazar payının 1999 yılına göre düşüş kaydettiği görülürken, soruşturmaya konu ülkelerin bireysel pazar payları ve satış miktarlarının aynı dönemde artış kaydettiği gözlemlenmektedir.

Dolayısıyla, yerli üretim dalının ekonomik göstergelerinde meydana gelen olumsuz gelişmelerin yalnızca yaşanan ekonomik krizlerden kaynaklandığı iddiasının geçerliliğinin olmadığı, aksine, yerli üretim dalının satışlarının, kriz nedeniyle yaşanan pazar daralmasının çok ötesinde azaldığı görülmektedir.

b) SASA ile ilgili hususlar

Kamu dinleme toplantısında ve soruşturmanın çeşitli aşamalarında diğer ilgili taraflarca yerli üreticinin yönetim ve satış politikası hakkında zararın kaynağı olarak iddia edilen hususlar yerli üretim dalı nezdinde yapılan yerinde doğrulama soruşturması sırasında incelenmiştir.

Söz konusu inceleme sonucunda adıgeçen kuruluşun;

1) polyester elyaf ithalatının kısıtlamaya tabi olmadığı ve uygulanan gümrük vergilerinin de bir çok ülke için %0, vergiye konu ülkeler için ise 2001 yılında %5,1 ve 2002 yılında %4,7 gibi düşük bir oranda olduğu nazara alındığında tekel konumunda bulunmadığı,

2) ithalatın serbest olduğu ve rekabetin yüksek olduğu bir ortamda satış fiyatının keyfi bir politika ile belirlenmesinin zaten mümkün olmadığı ve fiyatların dış fiyatlardan ve de özellikle dampingli fiyatlardan doğrudan etkilendiği, kuruluş içinde oluşturulmuş pazarlama gruplarının bu alanda faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlardan temin edilen verileri ve ithalatın gelişimini takip ederek yapmış oldukları araştırmaları dikkate aldığı,

3) ilgili üründe herhangi bir kalite probleminin bulunmadığı ve ithal malları tamamen ikame edebilecek ürünler ürettiği ve bu iddiasını Türkiye'deki yetkili kuruluş olan TÜBİTAK tarafından verilen bir raporla desteklediği,

4) iç piyasadaki polyester elyaf ihtiyacının tamamını karşılayabilecek kapasiteye sahip olduğu,

5) hammadde olarak kullandığı DMT'yi 1998 yılında tamamladığı tesislerinde bütünüyle kendisi ürettiğinden bu ürünü teminde navlun ve kur dalgalanmalarından kaynaklanan maliyeti artırıcı etkilerle karşılaşmadığı belirlenmiştir.

Yukarıda bahse konu hususların, dampingli ithalatın yerli üretim dalında zarara yol açtığı gerçeğini ortadan kaldırmadığı sonucuna varılmıştır.

BEŞİNCİ KISIM

Sonuç

Karar

Madde 23- Soruşturma sonucunda dampingin, yerli üretim dalında zararın ve her ikisi arasında illiyet bağının mevcut olduğu tespit edildiğinden, İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulu'nun kararı ve Bakan'ın onayı ile aşağıda tanımı, menşe ülkesi ve üreticileri belirtilen eşyanın Türkiye'ye ithalatında karşısında yer alan oranlarda dampinge karşı vergi yürürlüğe konulmuştur.

GTP

Eşyanın Tanımı

Menşe

Ülke

Üreticiler

Dampinge Karşı

Vergi (CIF %)

5503.20

Poliesterlerden

Hindistan

Futura Polyesters Ltd.

22,2

Reliance Industries Ltd.

16,5

Diğerleri

23,9

Tayvan

Chung Shing Textile Co.Ltd.

11,6

Far Eastern Textile Ltd.

7,1

Nan Ya Plastics Corporattion

13,2

Shınkong Synthetıcs Fibers Corp.

6,4

Diğerleri

20,1

Tayland

Tuntex (Thailand) Public Co ltd.

15,8

Indo Poly (Thailand) Ltd.

22,0

Diğerleri

22,0

Geçici önlemlerin kesin olarak tahsili

Madde 24- Bu Tebliğ'in yürürlüğe girdiği tarihe kadar 2003/3 sayılı Tebliğ hükümlerine istinaden alınmış olan teminat şeklindeki geçici önlem kesin önleme dönüştürülmüş olup, kesinleşen dampinge karşı vergi Kanun'un 14 ve 15 inci maddeleri çerçevesinde tahsil edilir. Kesinleşen dampinge karşı verginin daha önce alınan geçici önlemden yüksek olduğu haller için fark tahsil edilmez, düşük olduğu haller için ise fark geri ödenir.

Daha düşük oranda vergi uygulama imkanının incelenmesi

Madde 25- Damping soruşturması sırasında, zararın önlenmesi için damping marjından daha düşük oranda bir kesin önlemin yeterli olup olmadığı incelenmiş, fiyat kırılması oranlarının da çok yüksek olduğu dikkate alındığında daha düşük oranda vergi uygulanmasına imkan bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Netice itibariyle, kesin önleminin her firma için hesaplanan damping marjı kadar olması uygun görülmüştür.

Ayrıca fiyat taahhüdünde bulunan firmaların talepleri değerlendirmeye alınmış ancak, fiyat taahhüdü teklifleri uygulanabilir bulunmadığından kabul edilmemiştir.

Uygulama

Madde 26- Gümrük idareleri, Karar maddesinde gümrük tarife istatistik pozisyon numarası, tanımı, menşe ülkesi ve üreticileri belirtilen eşyanın ithalatında, karşılarında gösterilen oranlarda dampinge karşı vergiyi tahsil ederler.

Yürürlük

Madde 27- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 28- Bu Tebliğ hükümlerini Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan yürütür.