Mevzuatım
logo
Giriş Yapınız

MEVZUATİM

DANK K.2009-2639

T.C.

DANIŞTAY YEDİNCİ DAİRE

Esas No :2008/3687

Karar No :2009/2639

Temyiz İsteminde Bulunan :Türmak Mühendislik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi

Vekili :Av. Serhat TEPE

Camii Şerif Mahallesi, Çakmak Caddesi,

Buğdaycı Apartmanı, K-3 No:18 MERSİN

Karşı Taraf :Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Adına

Mersin Gümrük Müdürlüğü

İstemin Özeti :Davacı adına tescili 26.05.2005 gün ve 10070 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamı eşya nedeniyle yapılan gümrük ve katma değer vergileri ek tahakkukuna vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden; 6908.90.99.19.00 tarife ve istatistik pozisyonunda “cilalı veya sırlı seramikten döşeme veya kaplama karoları…” olarak ve ton başına 350.00 Amerikan doları kıymet beyanıyla eşya ithal edildiği, davacı tarafından, aynı pozisyonda beyan edilerek ithal edilen diğer bir eşya numunesi üzerinde yapılan inceleme sonucunda, söz konusu eşyanın 6907.90.91.11.00 ve 6907.90.91.19.00 tarife ve istatistik pozisyonlarında “cilasız veya sırsız seramikten döşeme veya kaplama karoları… tek renkli karolar ve diğerleri” olduğunun anlaşılması nedeniyle, uyuşmazlık konusu eşya da aynı pozisyonda değerlendirilerek, 2004/1 sayılı İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğ uyarınca, ton başına 500.00 Amerikan doları kıymet esas alınmak suretiyle işlem yapılması yolunda düzenlenen cevaplı rapor doğrultusunda ek olarak gümrük ve katma değer vergileri tahakkuk ettirildiği, Mahkemelerince, eşyanın hangi pozisyonda sınıflandırılması gerektiği hususunun açıklığa kavuşturulması amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda yer alan teknik değerlendirmeler uyarınca, eşyanın İdarece belirlenen pozisyonda olduğu sonucuna ulaşıldığından, ton başına tespit edilen 150.00 Amerikan doları kıymet farkı ölçü alınarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden Mersin Birinci Vergi Mahkemesinin 28.02.2008 gün ve E:2006/1743; K:2008/221 sayılı kararının; ithale konu eşyayla aynı nitelikteki diğer bir eşya üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun, sağlıklı bir analize dayanmadığı; zira “karo” cinsi eşyanın teknik özelliklerinden belirlenebilmesi için gerekli teknolojik olanakların, sadece, Dumlupınar Üniversitesi Seramik Fakültesinde mevcut olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti :İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Teknik Hakimi Murat ASİLTÜRK’ ÜN Düşüncesi :Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı M. Oğuz ULAŞ’IN Düşüncesi :İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından 6908.90.99.19.00 tarife ve istatistik pozisyonunda ve ton başına 350,00 Amerikan doları kıymet beyanıyla ithal edilen diğer bir eşya numunesi üzerinde Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunca (TÜBİTAK) yapılan inceleme sonucunda, söz konusu eşyanın, 6907.90.91.11.00 ve 6907.90.91.19.00 pozisyonlarında ve 2004/1 sayılı İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğ uyarınca, kıymetinin, ton başına asgari 500,00 Amerikan doları olduğu sonucuna ulaşıldığından, davacıya ait diğer ithalatların da bu şekilde sonuçlandırılması gerektiğinin talimatlandırıldığı; bu nedenle, uyuşmazlık konusu ithalat için, anılan Tebliğ uyarınca belirlenen kıymet ile beyan edilen kıymet arasındaki fark esas alınarak ek tahakkuk yapıldığı anlaşılmıştır.

Ek tahakkuka dayanak olarak alınan 2004/1 sayılı İthalatta Gözetim ve Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ, İthalatta Gözetim ve Korunma Önlemleri Yönetmeliği, Belirli Ülkeler Menşeli Malların İthalatında Gözetim ve Korunma Önlemleri Yönetmeliği ve Çin Halk Cumhuriyeti menşeli Malların İthalatında Gözetim ve korunma Önlemleri Yönetmeliği hükümlerine; bu Yönetmelikler ise, 01.06.1995 gün ve 22300 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 30.04.1995 gün be 1995/6814 sayılı İthalatta Gözetim ve Korunma Önlemleri, Kota İdaresi ve Tarife Kontenjanı Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı, 19.10.1995 gün ve 22438 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 06.10.1995 gün ve 1995/7348 sayılı Belirli Ülkeler Menşeli Malların İthalatında Gözetim ve Korunma Önlemleri Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ile 28.05.2003 ve 25121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 02.05.2003 gün ve 2003/5567 sayılı Çin Halk Cumhuriyeti Menşeli Malların İthalatında Gözetim ve Korunma Önlemleri Hakkında Bakanlar Kurulu Kararına istinaden yayımlanmıştır.

İthalatta uygulanacak gözetim ve korunma önlemleri, Türk Mevzuatında, 29.01.1995 gün ve 22186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 26.01.1995 gün ve 4067 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 25.02.1995 gün ve 22213 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 03.02.1995 gün ve 1995/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasının ekinde yer alan ve bu anlaşmanın ayrılmaz parçasını teşkil eden Korunma Tedbirleri Anlaşması ile yerini almıştır.

4458 sayılı Gümrük Kanununun 24’üncü maddesinde, ithal eşyasının kıymetinin, eşyanın satış bedeli olduğu; satış bedelinin, Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28’inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olduğu; 25’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, 24’üncü madde hükümlerine göre belirlenemeyen gümrük kıymetinin, bu madenin 2 nci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bendlerinin sıra halinde uygulanmasıyla belirleneceği, eşyanın gümrük kıymetinin bir üst bent hükümlerine göre belirlendiği sürece bir alt bent hükümlerinin uygulanmayacağı hükümlerine yer verilmiş; anılan Kanunun 26’ncı maddesinde ise 24 ve 25’inci madde hükümlerine göre belirlenemeyen ithal eşyanın gümrük kıymetinin, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmanın, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII’nci Maddesinin ve bu bölüm hükümlerinin prensip ve genel hükümlerine uygun yöntemlerde ve Türkiye’de mevcut veriler esas alınarak belirleneceği öngörülmüş; GATT’ın VII’nci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşmanın 17’nci maddesinde de, bu Anlaşmada yer alan hiçbir hükmün, gümrük idaresinin, gümrük kıymetinin belirlenmesi ile ilgili olarak ibraz edilen tutanak, belge veya beyannamenin gerçeklik veya doğruluğunu araştırma hakkını sınırlamayacağı ve bu hakkı tartışma konusu haline getirecek şekilde yorumlanamayacağı hükme bağlanmıştır.

Yukarıda yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, ithal edilen eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle, satış bedelinin esas alınması; satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde de sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerektiği; ayrıca gümrük idaresinin, beyanın doğruluğunu tespit amacıyla, her zaman her türlü bilgi ve belgeyi inceleyerek değerlendirme hak ve yetkisine sahip bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Görüldüğü üzere, Gümrük Kanununda, hangi hallerde ve hangi nedenlerle ek tahakkuk yapılabileceği belirlenmiştir.

Bakanlar Kurulu Kararlarıyla getirilen gözetim önlemlerinin amacı ise bir malın aynı veya doğrudan rakip mallar üreten yerli üreticiler üzerinde, zarar tehdidi yaratan miktar ve/veya şartlarda ithal edilmesi halinde, söz konusu malın ithalatının ithalattaki gelişmelerin gözlemlenmesidir. Gözetim önlemleri, bu amacın gerçekleştirilmesini sağlamanın ötesinde bir uygulama içermemektedir. Korunma önlemleri ise, bir malın aynı veya doğrudan rakip mallar üreten yerli üreticiler üzerinde ciddi zarar veren veya ciddi zarar tehdidi oluşturan miktar ve/veya şartlarca ithal edildiği hallerde, ülke menfaatleri de göz önüne alınarak, yapılacak soruşturma sonucunda başvurulması öngörülen; gümrük vergisinde artış yapılması, ek mali mükellefiyet getirilmesi, miktar/değer kısıtlaması getirilmesi (kota uygulaması), tarife kontenjanı uygulaması veya bu önlemlerin hepsinin bir arada uygulanması gibi önlemlerden ibarettir.

Gözetim uygulamasında, Dış Ticaret Müsteşarlığınca, yerli üreticilerin talebi üzerine veya re’sen, belli bir malın ithalatının o malın yerli üreticileri ve ülke ekonomisi üzerinde olumsuz sonuçlar yaratıp yaratmadığının tespit edilmesi amacıyla incelemeye başlanılarak, inceleme sonucunda gözetim uygulaması öngörülebilmektedir. Gözetim uygulaması başlatılması durumunda, herhangi bir koruma tedbirinden söz edilemez. Yani bu aşamada o malın ithalatında herhangi bir kısıtlama, vergi oranında artış, eşik kıymet belirlenmesi veya ek mali yükümlülük uygulaması söz konusu olmamaktadır. Sadece, bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için, sadece o malın ithalatlarında, Dış Ticaret Müsteşarlığınca düzenlenen bir “gözetim belgesi”nin ibrazı zorunluluğu getirilir. Gözetim belgesinin ibrazı zorunluluğu ise, o malın belli bir değerin altında kıymetle ithal edilmek istenmesi durumuna münhasır olmaktadır.

Gözetim uygulaması öngörülmesi aşamasında, gözetim önlemi uygulanmasına karar verilen eşyanın, belirlenen bir kıymetin altında ithal edilmek istenilmesi halinde, sadece, “gözetim belgesi” ibrazı zorunluluğu getirildiğinden, bu zorunluluğa uyulmaması hali, Gümrük Kanunu hükümlerine göre ek tahakkuk yapılmasını gerektirir bir durum değildir.

Olayda, gerek, beyan edilen pozisyon için, gerekse, tahlil sonucu belirlenen pozisyon için Tebliğde belirtilen kıymetler, eşyanın, Gümrük Kanunu hükümlerine göre belirlenmiş gerçek satış bedeli olmadığı gibi, Tebliğde de, böyle bir durumda, belirtilen kıymetin esas alınması suretiyle ek tahakkuk yapılmasını öngören herhangi bir düzenleme de bulunmadığından, gözetim önlemlerinin yanlış algılanması suretiyle yapılan ek tahakkukta mevzuata uyarlık görülmemiştir.

Bu bakımdan, dava konusu işlemin belirtilen gerekçeyle iptal edilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen kararda isabet yoktur.

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine, Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 27.05.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.

Başkan V. Üye Üye Üye Üye

Özden Ali E.Fahrünnisa Emel Eren

ŞAR ATAGUN TUNCA CENGİZ SONBAY