Mevzuatım
logo
Giriş Yapınız

MEVZUATİM

DANK K.2002-3234

DANIŞTAY YEDİNCİ DAİRE K: 2002/3234, E:2000/4399 SAYILI,

21.10.2002 TARİHLİ KARARI

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına... Gümrük Müdürlüğü

Karşı Taraf : ...Anonim Şirketi

İstemin Özeti : İhracatı Teşvik Belgesi kapsamında ... Gümrük Müdürlüğünde tescilli 23.11.1994 gün ve 6162 sayılı giriş beyannamesi ile geçici olarak ithal edilen eşyaların kanuni yurtta kalma süresi sona erdikten sonra yurt dışı edilmediğinden bahisle, giriş esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla tesis edilen işleme vaki itirazın reddine dair işlemin kamu alacağının cebren tahsil edileceğinin davacıya bildirilmesine ilişkin kısmını; 1615 sayılı Gümrük Kanununun 81'inci maddesi ile Gümrük Yönetmeliğinin 414'üncü maddesinde, Gümrük Başmüdürlüğü veya Gümrükler Genel Müdürlüğü kararlarına karşı yargı yoluna başvurulabileceğinin belirtildiği; olayda, uyuşmazlık konusu tahakkuka, ... Gümrük Müdürlüğü nezdinde itiraz edildiği; bu itirazın reddine ilişkin işlemin, Gümrük Başmüdürlüğüne veya Gümrükler Genel Müdürlüğüne intikal ettirilmeden doğrudan alacağın tahsili yoluna gidileceğinin bildirildiği; idari başvuru yolları tüketilmeden tahakkukun kesinleşmeyeceği gerekçesiyle iptal eden ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; ithal edilen eşyanın yurt dışı edilmediği; işlemin 1615 sayılı Kanunun 78 ve 81'inci maddelerine göre tesis edilmediği, yapılan işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Tetkik Hakimi Abidin İldeş'in Düşüncesi: Teminatlı kamu alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin 6183 sayılı Kanunun 56'ncı maddesi uyarınca tesis edien ve idari itiraz yollarına tabi olmayıp süresinde dava konusu yapılmayan işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Münevver Demir'in Düşüncesi: Uyuşmazlık, yükümlü şirket tarafından 23.11.1994 gün ve 6162 sayılı geçici kabul beyannamesi ile vergiden muaf olarak ithal edilen eşyanın bir kısmının süresi içinde yurt dışı edilmediği nedeniyle ithal sırasında tahakkuk ettirilen gümrük vergisi ve fon tutarlarının 1615 sayılı Kanunun 149'uncu maddesi hükümleri uyarınca 7 gün içinde ödenmesinin, aksi halde banka teminat mektubunun nakde çevrileceğinin bildirilmesine ilişkin olarak tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden vergi mahkemesi kararının gümrük müdürlüğünce bozulması istemine ilişkindir.

İhracatı ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetleri Teşvik Tedbirlerinin uygulama usul ve esaslarını belirlemek üzere hazırlanan 93/1 sayılı tebliği 33'üncü maddesinde; geçici olarak ithal edilecek eşyanın İhracatı Teşvik Belgesinde belirtilen şartlara uygun olarak ve süresi içinde ihraç edilmemesi, başkalarına devredilmesi, satılması, kontrol ve görülmesine engel olunması gibi hallerde ilgililere 1615 sayılı Gümrük Kanununun 149'uncu maddesi hükümlerine göre, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca müeyyide uygulanarak, Müsteşarlığa bilgi verileceği belirtilmiş, anılan 149'uncu maddede Kanunun 118 ve 119'uncu maddelerinin hükümlerine aykırı hareket edenlerden eşyay terettüp eden vergilerin alınacağı hükme bağlanmıştır.

1615 sayılı Kanunun 118 ve 119'uncu maddelerinde ise, memlekete geçici olarak girecek yabancı eşyanın gümrük vergilerinin tahakkuk ettirilerek Bakanlıkça kabul ve tespit edilecek esas ve şartlar dairesinde teminata bağlanacağı kuralına yer verilmiştir.

Bu hükümlere göre geçici ithal sırasında ithal eşyasına ait tahakkuk ettirilip teminata bağlanan vergiler itirazsız kesinleşmiş olduğundan yeniden tahakkuk ve tebliğe gerek bulunmamakta olup, 6183 sayılı Yasanın 55'inci maddesi uyarınca ödeme emri ile tahsiline gidilmesi mümkündür.

Bu nedenle dava konusu olayda yükümlü şirket tarafından gümrüğe verilen banka teminat mektubunun, amme alacağının cebren tahsil ve takip esasları çerçevesinde paraya çevrilmesi yolunda tesis edilen işlemde isabetsizlik bulunmamaktadır.

Ancak 6183 sayılı Yasa uyarınca tesis edilen işlemlere karşı açılan davalarda, mahkemelerce geçici muaflık şartlarından yararlanılarak yurda giren eşyanın başkalarına devredilmesi, satılması veya tahakkukta hata olup olmadığı hususlarının anılan yasanın 58'inci maddesinde yazılı ‘borcum yoktur’ kavramı içinde incelenmesi gerekmektedir.

Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile amme alacağının kesinleşmediği gerekçesiyle verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dosyanın incelemesinden; gümrük giriş beyannamesi ile 1615 sayılı Kanunun 118'inci maddesinin 1'inci fıkrası uyarınca geçici olarak ithal edilen eşyanın gümrük vergi ve resimlerinin ithalat esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlandığı; anılan eşyanın kanuni yurtta kalma süresi içerisinde yurt dışı edilmediğinden veya süre uzatma talebinde bulunulmadığından bahisle, teminata bağlanan gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanunun 56'ncı maddesi uyarınca 19.11.1999 gün ve 38727 sayılı işlem tesis edilerek 26.11.1999 gününde tebliği üzerine gümrük müdürlüğüne yapılan itirazın 13.1.2000 gününde reddildiği, bu karara karşı 31.1.2000 gününde dava açıldığı anlaşılmıştır.

Olay tarihinde yürürlükte bulunan 1615 sayılı Gümrük Kanununun itiraz sebepleri başlıklı 78'inci maddesinde mükelleflerin gümrük vergisi tahakkuklarına karşı maddede yazılı sebeplerle itiraz edebilecekleri öngörülmüştür. Bu madde hükmüne göre Gümrük İdaresinin tahakkuk dışında kalan işlemlerine karşı itiraz yoluna gidilmesi olanaklı değildir.

Öte yandan; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 54'üncü maddesinde; ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının, tahsil dairesince cebren tahsil edileceği; 55'inci maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 56'ncı maddesinde ise, karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 7 gün içinde ödenmesinin, aksi halde teminatın paraya çevrileceğinin veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağının borçluya bildirileceği; 7 gün içinde borç ödenmediği takdirde, teminatın, anılan kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağının tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.

Bu açıklamalara göre; geçici kabul rejmine ilişkin koşulların ihlali halinde daha önce taminata bağlanan gümrük vergi ve resimleri için, 6183 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan 56'ncı maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiğinden; tahakkuk niteliğinde olmayan bu işleme karşı, doğrudan idari dava açma yerine, Gümrük Kanununda tahakkuk işlemleri için öngörülen idari itiraz yoluna başvurulmasının, idari dava açma süresi üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.

Bu durumda; geçici ithal esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan vergi ve resimlerin tahsili amacıyla, 6183 sayılı Kanununun 56'ncı maddesi uyarınca tesis edilip davacıya 26.11.1999 gününde bildirilen işleme karşı 31.1.2000 gününde açılan davanın süre aşımı yönünden reddi gerekeceğinden; Mahkemece, idari itiraz yolları tüketilmeden tahakkukun kesinleşmeyeceği gerekçesiyle verilen kararda isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; Mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 21.10.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.