Mevzuatım
logo
Giriş Yapınız

MEVZUATİM

DANK K.1992-6302

DANIŞTAY YEDİNCİ DAİRE K: 1992/6302, E:1988/4038 SAYILI,

30.12.1992 TARİHLİ KARARI

İstanbul Giriş Gümrük Müdürlüğünce tescilli beyanname kapsamı eşyaya ait eksik tahakkuk ettirilerek tahakkuk zamanaşımına uğrayan gümrük vergi ve resimlerinin, muayene memuru sıfatıyla beyannameyi kapatan yükümlüden tahsili amacıyla tesis edilen işlemin; 1615 sayılı Kanunun muayene ve tahakkuktan sorumluluğu düzenleyen 75.maddesinde;[1] muayene ile ilgili memurların, yaptıkları muayene, tahakkuk ve muaflık işlemlerinden duruma göre tek başına veya müteselsilen, ikinci muayeneyi yapanlarla beyannameyi kontrol edenlerin de aynı şekilde sorumlu olduklarının hükme bağlandığı, Gümrük Yönetmeliğinin 466.maddesinde, gerek isteme ve gerek tahsil zamanaşımına uğrayan vergilerin, isteme zaman aşımına uğrayanlarda vergi tahakkukunu yanlış yapan muayene memuruna, tahsil zamanaşımına uğrayanların ise zamanaşımına sebebiyet veren amir veya memurlara ödettirileceğinin belirtildiği, yükümlünün uyuşmazlık konusu gelir eksiği işinin sorumlu ve havaleli memuru olmadığı, dolayısıyla olayda muayeneyi yapan memur olmadığı gibi, müteselsil sorumlu durumda da bulunmadığı yolundaki iddiaları karşısında, söz konusu hususların doğruluğunun araştırılması amacıyla yapılan ara kararı sonucu idarece gönderilen işlem dosyasının incelenmesinden, uyuşmazlık konusu gelir eksikliğine ilişkin beyannamenin muayene memurunun Osman Şeker simli şahıs olduğunun anlaşıldığı, yükümlünün ismine rastlanmadığı gibi kendisine sorumluluk yükleyecek herhangi bir hüküm veya bilgiye de rastlanmadığı, ayrıca, cevaplı raporda da muayene memurunun Osman Şeker olduğu belirtilerek, davacıya sorumluluk yükleyen bir ifadeye yer verilmediği, bu nedenle, aksi davalı idare tarafından kanıtlanamadığından davacının Gümrük Kanununun 75. ve Gümrük Yönetmeliğinin 456. maddesine göre sorumlu tutulmasında yasal isabet görülmediği gerekçesiyle iptali yolundaki İstanbul 3.Vergi Mahkemesinin 11.4.1988 günlü, 1988/280 sayılı kararının bozulması istenilmektedir.

1615 sayılı Gümrük Kanununun ‘Muayene ve Tahakkuktan Sorumluluk’ esaslarını düzenleyen (2817 sayılı kanunla değişik) 75.maddesinin birinci fıkrasında; ‘Muayene memurları yaptıkları muayene, tahakkuk ve muaflık işlemlerinden, duruma göre tek başına veya müteselsilen sorumludurlar.’ denilmiş olup, ikinci fıkrasında, denetleme veya her ne suretle olursa olsun muayeneye iştirak ettikleri takdirde muayene şeflerinin de muayeneden sorumlu oldukları, son fıkrasında da ikinci muayeneyi yapanlarla beyannameyi kontrol edenlerin de aynı şekilde sorumlu oldukları hükme bağlanmış, Gümrük Yönetmeliğinin 285.maddesinde de; Gümrük vergisi ve bu vergi ile alınan diğer vergi ve resimleri tahakkuk ettirmek veya muaflık hükümlerini uygulamak üzere eşyanın gereken muayenesini, Dış Ticaret Rejimi ve Türk Parası Kıymetini Koruma kararlarını ve Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar hükümleri bakımından yapılacak incelemeleri, gümrük muayene memurları, muayene memuru bulunmayan yerlerde bu iş ile görevlendirilen memurlar yapar.’ denilmek suretiyle muayenin kimler tarafından yapılacağı açıklanmış bulunmaktadır.

Gümrük Kanunu ve Yönetmeliğinin bu maddelerinden de açıkca anlaşılacağı üzere, gümrük muayene memurları veya muayene memuru bulunmayan yerlerde bu iş ile görevlendirilen memurlar gümrük vergisi ve bu vergi ile alınan diğer vergi ve resimleri tahakkuk ettirmek veya muaflık hükümlerini uygulamak üzere eşyanın muayenesini ve Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar hükümleri bakımından gerekli incelemeleri yapmakla görevlidir.

Dava konusu uyuşmazlığın çözümü için, tahakkuk esnasında eksik hesapla ma yapılarak tahakkuk zamanaşımına uğratılan gümrük vergi ve resimlerinin sorumlu memurlara ne şekilde ve hangi yolla ödettirileceği hususunun incelenmesi gerekmektedir.

1615 sayılı Kanunun 75.maddesiyle diğer hükümlerinde bu konuda herhangi bir açıklık bulunmamakta, adli veya idari yargının, bu kamu alacağının ödettirilmesine karar verilmesi yönünden görevli olduğu sonucuna götürecek bir hükme rastlanmamaktadır.

Buna karşılık, 1050 sayılı Muhesebi Umumiye Kanununun 8.maddesinde; ‘Kavain ve nizamatına tevfikan Devlet varidatını tahakkuk ettirip kabili tahsil hale getirenlere varidat tahakkuk memuru ve devlet mesarifini mevzuata tevkifan tahakkuk ettirenlere de masraf tahakkuk memuru denir.’ şeklindeki tanımlamadan sonra aynı Kanunun 11.maddesinde; varidat ve hasılatı tarh ve tahakkuk ettirip, kabili tahsil bir hale getirmenin varidat tahakkuk memurlarına ait görevlerden olduğu belirtilmiş, 13.maddesinde ise; ‘Varidat ve masraf tahakkuk memurları ile muhasipler tanzim ettikleri evrakın sıhhatinden ve kavanine mutabakatından mesuldürler. Memurların, kanuna muhalefetten bahs ile ifasından imtina ettikleri tediyatın icrası amiri italar tarafından tahriren tebliğ olunur ise mes'uliyet, emri veren amiri italara raci olur.

İkinci derece amiri italar ile varidat ve masraf tahakkuk memurlarının hatalarından mütevellit zararı tazmin ile mükellef tutulmaları Divanı Muhasebatça bilmuhakeme verilecek karara metevakkıftır.’ hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümler karşısında, gümrük vergisi ve bu vergi ile alınan diğer vergi ve resimleri tahakkuk ettirmek ve muaflık hükümlerine uygulamak üzere eşyanın gereken muayenesini yapmakla görevli gümrük muayene memurları veya muayene memuru bulunmayan yerlerde bu iş ile görevlendirilen memurlar, 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun anılan maddelerine göre, Devletin gelirlerini (Gümrük vergisine ve bu vergi ile alınan diğer vergi ve resimleri) tahakkuk ettirip, kabili tahsil hale getirmekle görevli varidat tahakkuk memuru olduklarından, tanzim ettikleri evrakın sıhhatinden, kanuna uygunluğundan, verginin tahakkuk ve tahsil edilebilir hale gelmesinden sorumlu olup, hatalarından doğan zararı tazmin ile mükellef tutulmaları Sayıştay'ca yargılanmaları sonucu verilecek karara bağlı bulunmaktadır. Bu itibarla, Sayıştay'ca yapılmış bir yargılama ve verilmiş bir karar bulunmadan bu tür bir kamu alacağının sözü geçen memurlardan istenilmesi olanağı yoktur.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararı sonucu itibariyle yerinde görüldüğünden, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına karar verildi.

  1. Pc Gümrük Külliyatı Not. Meri 4458 sayılı Kanunun 65.maddesinde de aynı konu işlenmiştir.