DANIŞTAY YEDİNCİ DAİRE K: 2002/3723, E:2001/3772 SAYILI,
25.11.2002 TARİHLİ KARARI
Temyiz İsteminde Bulunan: ... Demir Çelik Endüstrisi ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına... Gümrük Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; olayda, davacı Şirket tarafından başvurulabilecek idari itiraz yolunun, Sinop Gümrükleri Başmüdürlüğü kararının kendilerine tebliği ile sona erdiği; bu tebligattan itibaren işlemin iptali için dava açılması gerekirken, dava konusu edilmediğinden, kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlendiğinin anlaşıldığı; davacı Şirket adına yapılan ek tahakkukun düzeltilmesi istemini reddeden işleme karşı yapılan itirazın reddine dair kararın iptali istemiyle dava açılmamak suretiyle ek tahakkuk kesinleştiğinden, kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, işin esasına yönelik iddiaların incelenmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle reddeden Zonguldak Vergi Mahkemesinin 9.7.2001 gün ve E:2001/116; K:2001/280 sayılı kararının; bir idari işlem niteliğinde olan ödeme emrine karşı açılacak davada, mahkemece yapılacak incelemenin, 6183 sayılı Kanunun 58'inci maddesi ile sınırlı tutulmaması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Muammer Topal'ın Düşüncesi: Davacı Şirket adına tescilli gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın sigorta poliçesinin, eşya Türkiye'ye geldikten sonra düzenlendiği gerekçesiyle tahakkuk ettirilen ek verginin kesinleştiğinden bahisle düzenlenen ödeme emri; ek tahakkukun dayandığı düzenleme Danıştay kararıyla yok hükmünde sayıldığından, hukuka aykırı bulunmaktadır.
Bu nedenle, ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Bilgin Arısan'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvursu; davacı Şirket adına, 21.3.2000 gün ve 36 sayılı gümrük giriş beyannamesi kapsamında ithal edilen eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerinin düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin işleme vaki itirazın reddinden sonra dava açılmamak suretiyle ek tahakkukun kesinleştiğinden bahisle, amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55'inci maddesinde kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, (7) gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58'inci maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı iddialarıyla tebliğinden itibaren (7) gün içerisinde idari dava açabileceği hükme bağlandığından, ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada mahkemece 58'inci maddede yazılı hususların bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekli bulunmaktadır.
Olayda, davacı Şirketin gümrük giriş beyannamesi ekinde ibraz ettiği sigorta poliçesinin, ithal eşyasının Türkiye gümrük bölgesine girmesinden sonra düzenlenmesi nedeniyle kabul edilebilir nitelikte olmadığı gerekçesiyle, Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığınca yayımlanan 2000/43 sayılı Genelge uyarınca eşyanın FOB kıymetinin %3'ü oranındaki sigorta bedelinin gümrük kıymetine ilavesi suretiyle ek tahakkuk yapıldığı; ek tahakkukun düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin işleme vaki itirazın reddedilmesi üzerine dava açılmadığı gerekçesiyle amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenip tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacı Şirket tarafından, söz konusu Genelgenin 2'nci maddesinde, parantez içinde yer alan ‘sigorta poliçesinin eşya Türkiye'ye geldikten sonra düzenlenmesi gibi’ ibaresinin iptali istemiyle Dairemizin E:2001/2318 sayılı esasına kayden açılan davada verilen 25.11.2002 gün ve K:2002/3725 sayılı kararla; gümrük vergisi mükellefleri bakımından kural koyucu nitelikteki idari metinlerin, tüzük, kararname ve yönetmelikle sınırlandırıldığı, gümrük idaresinin bu sayılanlar dışında kalan idari işlemlerinin kural koymasının; dolayısıyla, gümrük vergisi mükellefini bağlayıcı nitelik kazanmasının hukuken olanaklı olmadığı; bu bakımdan, davalı idarenin, Türkiye'ye gelmesinden sonra sigorta poliçesi düzenlenen eşyanın gümrük vergisine esas kıymetine sigorta bedelinin nasıl yansıtılacağına dair açıklama getiren söz konusu Genelgesinin de, kural koyucu, yani, düzenleyici olarak kabulüne ve iptali istemiyle açılan davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Söz konusu Dairemiz kararı ile davalı idarenin sözü edilen Genelgesinin ilgili hükmünün hiçbir hak ya da yükümlülük doğurmayan, her türlü hukuki etkiden yoksun bir düzenleme olduğu saptanmıştır. Bu tür düzenlemelerin bir başka işleme hukuki dayanak oluşturması da mümkün değildir.
Bu bakımdan, sigorta poliçesinin eşya Türkiye'ye geldikten sonra düzenlediği gerekçesiyle yapılan ek tahakkukun dayandığı düzenleme yok hükmünde olduğundan, amme alacağının kesinleştiğinden bahisle düzenlenen ödeme emrinde belirtilen borcun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 25.11.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.